TDK, Türk Dil Kurumu, diyet kelimesinin Türkçe’ye Fransızca “diete”den geldiğini yazıyor. Anlamını ise “sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni” olarak belirtiyor... Bu arada, TDK’nın Türkçe’yi yabancı menşeli kelimelerden arındırma çalışmaları arasında, diyet kelimesini de “besi düzeni” olarak yenileyeceği söylenmekte...
Yani, diyet sadece kilo vermek için değil, sağlığı korumak için uygulanan bir beslenme düzeni olduğunda hemfikir olmamız gerekiyor. Zira bu kitabın ortaya çıkmasının temel nedeni sağlıklı yaşamı desteklemek...
Kitabın ilk bölümünde listelenen birçok farklı diyet tipleri arasında herhangi birinin dahi genel olarak kabul görmemesinin tek nedeni, tüm diyetlerin, insan yapısındaki farklılıklar göz önüne alınmadan formüle edilmiş olmasıdır. Halbuki insanların yapılarında, hazım enerjilerinde büyük farklılıklar bulunmaktadır. Nasıl mı? Bakalım...
Bir diyetisyenin, danışanlarından birine öğleden sonra ara öğün olarak üç beş kraker tavsiye ettiğini düşünelim. Kraker yapı itibariyle hafif, kuru, serinletici ve sert yapıda bir üründür. Eğer bu insan vata doşasındaysa, krateri yedikten sonra beden özelliklerinden hafif, soğuk ve kuru özelliği daha da yükselecektir. Eğer bu yeme tarzını bir müddet daha devam ettirirse, büyük bir ihtimalle derisindeki kuruluk artacak, kalın bağırsağında gaz ve kabızlık baş gösterecek ve hafif sancılar başlayacaktır. Bu kadar masum görünüşlü bir kraker dahi bedeninde rahatsızlık yapmaya yetecektir. Eğer krakerleri yiyen insan pitta doşasındaysa herhangi olumsuzluk hissetmeyecek, kapha doşasındaysa büyük bir ihtimalle kilo vermek için yapmakta olduğu diyet programını bozacaktı. Halbuki vatamız kraker üzerine biraz peynir veya fıstık ezmesi sürerek yeseydi rahatsızlık hissetmeyecekti. Buna rağmen bu sefer kapha doşasındakinin hissedeceği rahatsızlık iyice artacaktı.
Yoğurt genellikle sağlıklı bir besin olarak hiçbir sınırlama yapılmadan birçok diyette, diyetisyenler tarafından önerilmektedir. Ancak pitta dengesizliği olan birinin sık sık yoğurt yemesi ciddi bir mide yanmasına veya reflüyü yol açabilecektir. Halbuki aynı yoğurt diyeti vata için sağlıklı bir diyet olarak faydalı olacaktı.
Peki, insanlar arasında temelde bu kadar farklılık varsa, beslenme programımızı nasıl yapacağız?
Tabii ki - Ayurveda biliminde insanların farklılıklarına göre sınıflandırdığı - doşamıza uygun beslenerek... Doşaya uygun beslenmenin nasıl olacağını öğrenmek için öncelikle ayurvedanın tüm gıdaları 6 lezzete göre nasıl sınıflandırdığına bakmamız gerekir...
Kitapta Ayurvedanın besinleri sınıflandırdığı 6 lezzet detaylı olarak anlatılmaktadır: Tatlı - Ekşi - Tuzlu - Keskin - Acı - Buruk
Kitabın daha sonraki bölümlerinde ise farklı özelliklerdeki insanların, yani farklı doşaların hangi tip gıdalarla beslenmesi gerektiği anlatılmaktadır.
Ve tabii ki son bölümde bu doşalara uygun yemek tarifleri verilmektedir.